mêş

listen to the pronunciation of mêş
Turkish - English

Definition of mêş in Turkish English dictionary

meş
(Gıda) mesh
Turkish - Turkish

Definition of mêş in Turkish Turkish dictionary

meş
Kanamayı durdurmak ya da bir irini boşaltmak için yaranın içine sokulan gazlı bez
MEŞ'
(Osmanlı Dönemi) Toplamak, cem'etmek. Davar sağmak
MEŞ'
(Osmanlı Dönemi) Kesbetmek, kazanmak
MEŞ'AB
(Osmanlı Dönemi) Yol, tarik
MEŞ'ALE
(Osmanlı Dönemi) Aydınlatıcı âlet. Lâmba, kandil. Ucunda ateş yanan değnek
MEŞ'ALKEŞ
(Osmanlı Dönemi) f. Meş'aleci
MEŞ'AR
(Osmanlı Dönemi) (C: Meşâır) Bilecek yer.Hasse. Duygu
MEŞ'AR
(Osmanlı Dönemi) Hacıların ziyaret ettikleri yerler
MEŞ'EME
(Osmanlı Dönemi) Kötü. Uğursuz
MEŞ'EME
(Osmanlı Dönemi) Sol taraf. Sol
MEŞ'UM
(Osmanlı Dönemi) Kötü. Uğursuz. Bedbaht
MEŞ'UMÂNE
(Osmanlı Dönemi) f. Kötü bir şekilde. Bedbahtcasına
MEŞ'UN
(Osmanlı Dönemi) Dağınık saç
MEŞ'UR
(Osmanlı Dönemi) Tanımak
MEŞ'UR
(Osmanlı Dönemi) Şuurlu. Kendini bilen
MEŞ'UR
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi iyice idrak eylemek
MEŞ'URAT
(Osmanlı Dönemi) (Meş'ur. C.) şuur hâlinde geçmiş şeyler
meş'um
(Osmanlı Dönemi) uğursuz, kötü
A'MEŞ
(Osmanlı Dönemi) Tomlaç gözl
A'MEŞ
(Osmanlı Dönemi) Gözünün yaşı durmayıp akan