Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
- One of my dreams is to learn Icelandic.
Fransızca öğrenmek istiyorum.
- I want to learn French.
Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
- It's marvellous to listen to a learned person.
Hiç kimse çok bilgili değil ki her şeyi bilebilsin.
- No one is so learned that he can know all things.
Fransızca öğrenmek istiyorum.
- I want to learn French.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- It's difficult to learn a foreign language.
Hiç kimse çok bilgili değil ki her şeyi bilebilsin.
- No one is so learned that he can know all things.
Güvenilir kaynaklardan onun hakkında bilgi edindim.
- We learned about that from reliable sources.
Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
- What is learned in the cradle is carried to the tomb.
Zorbalık öğrenilmiş bir davranıştır.
- Bullying is a learned behavior.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- Learning a foreign language is difficult.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- It's difficult to learn a foreign language.
Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
- To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim.
- I learned a lot about Greek culture.
Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.
- Soon learnt, soon forgotten.
Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.
- I've learnt nothing from the teacher.
Şiiri ezberlemek zorunda kaldık.
- We had to learn the poem by heart.
Şiiri ezberlemek bir saatimi aldı.
- It took me an hour to learn the poem by heart.
Learn how to do it better!.
That'll learn him to bust my tomater.
My learned friend (a formal, courteous description of a lawyer).
Everyday behavior is an overlay of learned behavior over instinct.
... that we learned. And that's kind of how I like to tell a story, ...
... From Typhoon Morakot we learned something new. ...