laughable and contemptible

English - Turkish

Definition of laughable and contemptible in English Turkish dictionary

Related Terms

ridiculous

{s} tuhaf, saçma: Don't be ridiculous! Saçmalama! That's ridiculous! Çok saçma!

ridiculous

{s} anlamsız

ridiculous

maymun gibi

ridiculous

absürd

ridiculous

gülünçlük

ridiculous

entipüften

ridiculous

{s} rezalet

ridiculous

saçma

Böylesine saçma bir hikayeyi sana kim anlattı? - Whoever told you such a ridiculous story?

Kes şunu. Saçmalıyorsun. - Stop it. You're being ridiculous.

ridiculous

{s} komik

Muhtemelen komik görünüyorum. - I probably sound ridiculous.

O şimdiye kadar duyduğun en komik şey. - That's the most ridiculous thing I've ever heard.

ridiculous

{s} gülünç

Kendimi Breaking Bad'in sonunun gülünç bir şekilde aceleye getirildiğini düşünmekten alıkoyamıyorum - yine de çok güzel bir dizi ama daha iyi olabilirdi. - I can't help but feel like the ending of Breaking Bad was ridiculously rushed, still an amazing show but it could've been better.

Tom onun gülünç olduğunu düşünüyor. - Tom thinks that's ridiculous.

English - English

Definition of laughable and contemptible in English English dictionary

ridiculous

Hyphenation

laugh·a·ble and con·temp·ti·ble

Turkish pronunciation

läfıbıl ınd kıntemptıbıl

Pronunciation

/ˈlafəbəl ənd kənˈtemptəbəl/ /ˈlæfəbəl ənd kənˈtɛmptəbəl/