lasting, enduring, perpetual; regular; fixed, invariable

listen to the pronunciation of lasting, enduring, perpetual; regular; fixed, invariable
English - Turkish

Definition of lasting, enduring, perpetual; regular; fixed, invariable in English Turkish dictionary

permanent
{s} daimi

Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir. - Permanent peace is nothing but an illusion.

İyi ücretli daimi bir iş bulmak zordur. - It is difficult to find a well paid permanent job.

permanent
{s} kalıcı

Hepimiz kalıcı dünya barışı istiyoruz. - We all wish for permanent world peace.

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı. - Mrs. Brown warned Beth that if she didn't eat properly she would be permanently overweight.

permanent
sebat
permanent
daima
permanent
her zaman için
permanent
sürekli

Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti. - The man turned permanently blue after he drank the silver solution.

Süreklilik ekstra bir maliyettir. - A permanent is extra.

permanent
perma
permanent
permanentlysürekli olarak
permanent
(İnşaat) daimi, sabit
permanent
{s} kalıcı, daimi; sürekli, devamlı: permanent scar kalıcı iz. permanent solution kalıcı çözüm. permanent chairman daimi başkan. permanent job
permanent
devam
permanent
aynı halde veya vasıfta kalan
permanent
{s} baki
permanent
(sıfat) daimi, devamlı, sürekli, kalıcı, baki, sabit, değişmez
permanent
permanent press ütü istemez
permanent
ondule permanence
permanent
bozulmayan
English - English
{s} permanent
lasting, enduring, perpetual; regular; fixed, invariable
Favorites