laiklik

listen to the pronunciation of laiklik
Turkish - English
secularism
secularity
profaneness
secularism; laicism
secularism, laicism
laicism
laik
secular

I'm living a secular lifestyle. - Ben laik bir yaşam tarzı yaşıyorum.

laiklik taraftarı
secularist
laik
{s} laic
laik
{s} civil
laik
temporal
laik
layman
laik
(Politika, Siyaset) secularistic
laik
laical
laik
profane
laik
laic, secular, lay
laik
unclerical
laik
secular, nonclerical
laik
{s} lay
laik
secularist
lâik
temporal
Turkish - Turkish
Devlet ile din işlerinin ayrılığı, devletin, din ve vicdan özgürlüğünün gerçekleşmesi bakımından yansız olması, laisizm: "Türkiye Cumhuriyeti, laikliği umdeleri arasına koymakla dini, tecavüzden, istismardan, menfaate, şerre alet etmekten kurtardı."- O. S. Orhon
Laik olma durumu, laisizm
LAİK
(Osmanlı Dönemi) Fr. Dine istinad etmeyen. Ruhanî olmayan kimse. Dini olmayan şey. Dinî olmayan fikir, dinî olmayan müessese, sistem veya prensip. Devleti dinî esas ve hükümler ile idare etmeyen sistem. Temel esasların ve kanunların menşeini ve teşri'de (kanun yapmakta) hareket noktasını ve değer ölçüsünü dine isnad etmeyip insanın ve cemiyetin sadece dünyevi menfaat ve anlayış ölçüsüne terkeden; diğer tâbirle: İlâhi kanunu terkeden, beşeri nizamla cemiyeti idareye çalışan sistem. (...Bîtaraf kalmak, yâni: Hürriyet-i vicda
laik
Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan: "Türkiye Cumhuriyeti ... laik ve sosyal bir hukuk devletidir."- Anayasa
laiklik
Favorites