lacking sugar or low in sugar; not sweet

listen to the pronunciation of lacking sugar or low in sugar; not sweet
English - Turkish

Definition of lacking sugar or low in sugar; not sweet in English Turkish dictionary

dry
{f} kurulamak

Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı. - Tom used old towels to dry the dog.

Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım. - I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.

dry
kurutmak

Saçımı kurutmak için saç kurutma makinesi kullanırım. - I use a blow dryer to dry my hair.

Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu. - I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.

dry
{s} kuru

Mary kuru gözleri için göz damlaları kullanır. - Mary uses eyedrops for her dry eyes.

Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir. - Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.

dry
sek (içki)
dry
kavurmak
dry
tatsız (söz, konuşma vb)
dry
mecazi
dry
yavan

Onun mizah duygusu çok yavan. - His humor is very dry.

Bu çok yavan bir açıklama. - That's a very dry explanation.

dry
{f} kurut

Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu. - I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.

Tişörtünü kurutacağım. - I will dry your T-shirt.

dry
{s} kurumuş

Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu. - There was a spring indeed, but it was dry.

dry
(sıfat) kuru, kurumuş, sek, susuz, susatıcı, kart, susamış, yavan, sıkıcı, içki karşıtı, kurak
dry
sade ve eğlendirici
dry
{s} susatıcı
dry
{s} içki karşıtı
dry
suyu çekilmiş
dry
{s} kör (kuyu)
dry
(Tıp) Kurutmak, kurumak
dry
{s} susamış
English - English
dry

I like to take a dry sherry before lunch on Sundays.

lacking sugar or low in sugar; not sweet
Favorites