lack, scarcity, deficit, deficiency

listen to the pronunciation of lack, scarcity, deficit, deficiency
English - Turkish

Definition of lack, scarcity, deficit, deficiency in English Turkish dictionary

shortage
{i} eksiklik
shortage
{i} yokluk
shortage
{i} kıtlık
shortage
(Ticaret) darlık
shortage
açık
shortage
sıkıntı

Bu şehir, yağmur yağmazsa yakında şiddetli bir su sıkıntısı yaşayacaktır. - This city will suffer from an acute water shortage unless it rains soon.

2010 yılında, H1N1 aşısı sıkıntısı vardı. - In 2010, there was a shortage of H1N1 vaccine.

shortage
eksik
English - English
{i} shortage