Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
 - After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum
 - He's really cute, and so I like working with him.
Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz.
 - We have to keep the machines working.
Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur.
 - When money ceases to have value, the entire system stops working.
İş hayatının çoğunluğunu bir diplomat olarak geçirdi.
 - He has spent most of his working life as a diplomat.
O benim iş arkadaşımdır.
 - He is my working mate.
Ben Manny tarafından yönetilen, veri transferi üzerine çalışan çalışma grubu, 14 Ocak 1999'da bir toplantı yapacak.
 - The working group on data transfer, led by Ben Manny, will hold a meeting on Jan 14, 1999.
Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.
 - Working men drank hard apple cider.
İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum.
 - I'm working on finishing my MBA.
Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz.
 - We're working on getting that done.
Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
 - I'm working like crazy to make sure I have enough time.