Salvation from this misery is inconceivable.
- Bu sefaletten kurtuluş düşünülemez.
Without ethical culture, there is no salvation for humanity.
- Etik kültür, olmadan insanlık için kurtuluş yoktur.
There seems to be no way out of this vicious circle.
- Bu kısır döngüden kurtuluş görülmüyor.
I believe that sexual liberation has been thoroughly misunderstood. Porno kills sex.
- Cinsel kurtuluşun tamamen yanlış anlaşıldığına inanıyorum. Porno seksi öldürüyor.
She was an activist in the Women's Liberation Movement.
- O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.
We got rid of the mice in his house.
- Onun evindeki farelerden kurtulduk.
We finally got rid of our old car.
- Sonunda eski arabamızdan kurtulduk.
Tom thinks he can get rid of his cold if he takes this medicine.
- Tom bu ilacı alırsa soğuk algınlığından kurtulabileceğini söylüyor.
It's not easy to get rid of a bad habit.
- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.
It takes time to get over a divorce.
- Bir boşanmanın etkisinden kurtulmak zaman alır.
I need to get over him.
- Ondan kurtulmam gerekiyor.
How will you dispose of this problem?
- Bu sorundan nasıl kurtulacaksın?
Tom managed to elude capture.
- Tom yakalanmaktan kurtulmayı başardı.