Turkish - English
Definition of kudurma in Turkish English dictionary
- rage
- furor
- explosion
- furore
- frenzy
- blow out
- rampancy
- blow-out
- kudurmak
- {f} seethe
- kudurmak
- to become rabid; to go mad, to be furious, to boil over, to go berserk, to fly off the handle
- kudurmak
- furious
- kudurmak
- boil over
- kudurmak
- storm
- kudurmak
- romp
- kudurmak
- rampage
- kudurmak
- simmer with
- kudurmak
- simmer
- kudurmak
- rage
- kudur
- rabid
- kudurmak
- fume
- kudurmak
- rave
- kudurmak
- be attacked by rabies
- kudurmak
- to become rabid, go mad, become hydrophobic
- kudurmak
- going mad
- kudurmak
- lash oneself into a fury
- kudurmak
- to become uncontrollable, go wild
- kudurmak
- ramp
- kudurmak
- to be beside oneself with anger, be foaming at the mouth
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kudurma in Turkish Turkish dictionary
- Kudurmak işi
- KUDUR
- (Osmanlı Dönemi) (Kıdr. C.) Çömlekler, tencereler. Yemek pişirilen kaplar
- kudurmak
- Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak
- kudurmak
- Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek
- kudurmak
- Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek: "Kudurmuş bir heyecanla döndü."- Ö. Seyfettin. Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak: "Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese attırana kadar el birliğiyle çalışacağımıza söz veriyor muyuz?"- H. Taner
- kudurmak
- Çok kızmak, öfkelenmek
- kudurmak
- Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak
- kudurmak
- Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek: "Oraya üşüşen Avrupalılar, doymak bilmez kudurmuş bir açlıkla din kardeşlerimizin kanlarını emip dururlar."- Ö. Seyfettin. Çok kızmak, öfkelenmek
- kudurmak
- Gücünü artırmak, tehlikeli bir durum almak, tehlikeli bir duruma gelmek