kopuk

listen to the pronunciation of kopuk
Turkish - English
disconnected

Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff. - Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.

vagabond
rascal
lowlife
(thing) that has broken off (something), broken: kopuk dallar broken limbs
off
torn
hist. (a) tough, (a) rowdy
(something) that has broken/snapped in two, broken, snapped: kopuk bir tel a broken wire
(Konuşma Dili) vagabond, tramp, bum; (a) good-for-nothing
penniless
broken off, torn; disjointed, disconnected; vagabond, tramp, drifter
broken off
disjointed
unattached
unstuck
desultory
kopuk alayı
band of vagabonds; band of good-for-nothings
kopuk alçak
(Meteoroloji) cut-off low
kopuk bağlantı
(Bilgisayar) lost chain
kopuk bir şekilde
disjointedly
kopuk küme
(Bilgisayar) lost cluster
kopuk plastik
(Havacılık) foamed plastic
kopuk yüksek
(Meteoroloji) cut-off high
it kopuk
a bad lot
it kopuk
vermin
Turkish - Turkish
Ailesini dinlemeyen başına buyruk erkek çocuk
Toplum kurallarına aldırmayan erkek, işsiz, güçsüz, serseri
Kopmuş
Toplum kurallarına aldırmayan erkek, işsiz, güçsüz, serseri: "Siz daha elinizin altındaki iki üç kopuğa söz geçiremiyorsunuz."- A. İlhan
it kopuk
Değersiz, terbiyesiz, aşağılık (kimse)
kopuk
Favorites