kontrol edilemez

listen to the pronunciation of kontrol edilemez
Turkish - English
ungovernable
out of hand
out of control
unmanageable
unguidable
{s} uncontrollable

He has an uncontrollable temper. - Onun kontrol edilemez bir öfkesi vardır.

kontrol et
{f} check

We should check the spread of the disease. - Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.

He checked that all the doors were safely shut. - Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.

kontrol et
check it out

Should I go check it out? - Onu kontrol etmeye gitmeli miyim?

I can't wait to check it out. - Onu kontrol etmek için sabırsızlanıyorum.

kontrol et
{f} overhaul
kontrol et
{f} control

Try to control yourselves. - Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

You must control yourself. - Kendinizi kontrol etmelisiniz.

kontrol et
{f} discipline
kontrol et
{f} controlling

I have trouble controlling my anger. - Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.

I have trouble controlling my emotions. - Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.

kontrol et
{f} controlled

Tom controlled everything. - Tom her şeyi kontrol etti.

Fadil controlled the drug trade in the area. - Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.

kontrol et
checked

Tom checked his rearview mirror before pulling out into traffic. - Tom trafiğe çıkmadan önce dikiz aynasını kontrol etti.

The defenders checked the onslaught by the attackers. - Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.