kiralayan

listen to the pronunciation of kiralayan
Turkish - English
renter, lessor
lessee
tenant
renter
leaser
hirer
lesser
leasor
kiralayan taraf
charterer
kitap kiralayan kütüphane
lending library
kirala
{f} hire

I hired a professional to repair the stove. - Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.

Tom wanted to hire a detective. - Tom bir dedektif kiralamak istedi.

kirala
{f} rent

We rented an apartment when we lived in New York. - New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.

I would like to rent a car. - Bir araba kiralamak istiyorum.

kirala
{f} renting

I was thinking of renting something in town. - Kasabada bir şey kiralamayı düşünüyordum.

Renting an office in the middle of Boston costs a lot. - Boston'un ortasında bir ofis kiralamak çok pahalı.

kirala
{f} charter

I want to charter a bus. - Bir otobüs kiralamak istiyorum.

I would like to charter a yacht. - Bir yat kiralamak istiyorum.

kirala
{f} hiring

In addition to hiring me, he gave me a piece of advice. - Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.

kirala
{f} rented

Tom rented a pair of ice skates. - Tom bir çift buz pateni kiraladı.

We rented an apartment when we lived in New York. - New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.

kirala
{f} lease

I think I will buy the red car, or I will lease the blue one. - Sanırım kırmızı arabayı alacağım, yoksa mavi olanını kiralayacağım.

Tom leased an office. - Tom bir ofis kiraladı.

kirala
{f} hired

I hired a boat by the hour. - Saatle tekne kiraladım.

Private detectives were hired to look into the strange case. - Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.

kirala
{f} leased

Tom leased an office. - Tom bir ofis kiraladı.

devlet otlağını kiralayan kimse
squatter
devren kiralayan kimse
subtenant
devren kiralayan kimse
sublessee
kirala
chartered

They chartered a bus for the firm's outing. - Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.

Turkish - Turkish
Kiraya veren