Please give me something to kill the pain.
 - Lütfen bana ağrı kesecek bir şey ver.
I need some medicine to kill the pain.
 - Ağrıyı kesmek için biraz ilaca ihtiyacım var.
They cut down the tree.
 - Onlar ağacı kestiler.
After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake.
 - Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.
She cut in when we were talking.
 - Biz konuşurken sözümüzü kesti.
The truck cut in front of my car.
 - Kamyon arabamın önünü kesti.
Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.
 - Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.
Tom hacked Mary's arm off with a sword.
 - Tom Mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.
It's easy to cut cheese with a knife.
 - Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.
The scissors won't cut anything.
 - Makas bir şey kesmez.
Tom is cutting corners.
 - Tom köşeleri kesiyor.
After cutting habanero peppers, be careful not to rub your eyes.
 - Habanero biberlerini kestikten sonra gözlerini ovalamamak için dikkatli ol.
You should cut off your connections with that group.
 - O grupla bağlantıları kesmelisin.
A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding.
 - Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.
The tip of the knife blade is sharp.
 - Bıçak ağzının ucu keskindir.
The tip of the knife is sharp.
 - Bıçağın ucu keskindir.
Stop, you're breaking my heart.
 - Kes, kalbimi kırıyorsun.
Rock breaks scissors. Scissors cut paper. Paper smothers rock.
 - Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.
Tom's arm must be amputated.
 - Tom'un kolu kesilmeli.
People with amputated limbs continue to feel them as if they were still there.
 - Kesilmiş uzuvları olan insanlar onları hâlâ orada gibi hissetmeye devam ediyor.
Stop acting like this Tom! I'm tired of this nonsense! Just have done with it already!
 - Böyle davranmayı kes Tom! Bıktım bu saçmalıktan! Bırak bu işleri artık!
What you have done is absolutely inexcusable.
 - Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.
Tom slit his own throat.
 - Tom kendi boğazını kesti.
Tom slit Mary's throat.
 - Tom Mary'nin boğazını kesti.
You're not a child anymore so cut it out!
 - Artık bir çocuk değilsin bu yüzden kes artık.