Turkish - English
Definition of kavun in Turkish English dictionary
- melon
There is a melon on the table.
-Masanın üzerinde bir kavun var.
This is a new kind of melon.
-Bu yeni bir tür kavun.
- cantaloup
How fresh are the cantaloupes?
-Kavunlar ne kadar taze?
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: kabakgiller) sweet melon, pickling melon, casaba
- muskmelon; Persian melon; cantaloupe; honeydew melon; winter melon
- muskmelon
- (kantalup) cantaloupe
- (Botanik, Bitkibilim) pickling melon
- (Botanik, Bitkibilim) sweet melon
- honeydew melon
- casaba melon
- {i} casaba
- kavun kantalup
- cantaloupe
- kavun, karpuz tarlası
- melon, watermelon farm
- kavun ağacı
- papaya tree
- tatlı ve sulu kavun
- honeydew
- Felek kimine kaftan giydirir kimine yelek kimine kavun yedirir kimine kelek
- (Atasözü) A man must live according to his destiny
- Felek kimine kaftan giydirir kimine yelek kimine kavun yedirir, kimine kelek
- (Atasözü) A man must live according to his destiny
- ham kavun
- crude melon
- küçük kokulu kavun
- small muskmelon
- kokulu kavun
- muskmelon
- tatlı ve sulu kavun
- honeydew melon
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kavun in Turkish Turkish dictionary
- Bu bitkinin genellikle güzel kokulu, sulu ve etli meyvesi
- Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir bitki (Cucum)
- (Osmanlı Dönemi) HASA'
- (Osmanlı Dönemi) HIRBÜRE
- (Osmanlı Dönemi) FAKUS
- düelek