Turkish - English
Definition of karaca in Turkish English dictionary
- deer
- dark, blackish
- roe deer
- roe
- (Tabiat Doğa) (hayvan, Fam: geyikgiller) roe, deer
- dark
- roedeer
- venison
- karaca balığı
- (Tabiat Doğa) (balık, Fam: mersinler,mersiniye) [syn.: karaca balığı, Rus mersini] plated sturgeon
- karaca kemiği
- anat . humerus
- karaca kemiği
- humerus
- karaca yavrusu
- fawn
- geyik ve karaca yavrusu
- deer and fawn
- dişi karaca
- roe
- dişi karaca
- doe
- dişi karaca derisi
- doeskin
- erkek karaca
- (Hayvan Bilim, Zooloji) male roe deer
- erkek karaca
- roebuck
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of karaca in Turkish Turkish dictionary
- Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı (Capreolus). Üst kol
- Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı (Capreolus)
- Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı, ahu, ceylan
- Gümüşhane ilinde, sarkıt ve dikitleriyle ünlü bir mağara
- Üst kol
- Kolun dirsekle omuz arasında kalan kısmı, üst kol
- Rengi karaya yakın olan, esmer
- Soğan tohumu
- karaca darısı
- Buğdaygillerden, hayvanlara yedirilmek için ekilen bir bitki (Panicum milliaceum)
- karaca kemiği
- bakınız: kol kemiği
- karaca kuruca
- Esmer, zayıf ve çelimsiz bir biçimde
- duran karaca
- özellikle çukurova insanını konu alan yapıtlarıyla tanınan ve geçenlerde 71 yaşındayken ölen ressamımız
Related Terms
karaca
Hyphenation
ka·ra·caPronunciation
Resimler
History
Favorites