karşılaştırarak

listen to the pronunciation of karşılaştırarak
Turkish - English
against
comparing to
karşılaştırarak okumak
collate
karşılaştır
compare

Your achievements cannot be compared with mine. - Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.

Compare your translation with the one on the blackboard. - Çevirini tahtada olanla karşılaştır.

karşılaştır
match against
karşılaştır
{f} contrasting
karşılaştır
{f} comparing

You're comparing chalk and cheese! - Sen tebeşir ve peyniri karşılaştırıyorsun!

You're comparing apples with oranges. - Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.

karşılaştır
{f} collated
karşılaştır
{f} compared

We compared his work with hers. - Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.

Spring has come later this year compared with last year. - Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.

karşılaştır
(Bilgisayar) reconcile