karşılaştır

listen to the pronunciation of karşılaştır
Turkish - English
compare

Compare your translation with the one on the blackboard. - Çevirini tahtada olanla karşılaştır.

We compared his work with hers. - Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.

match against
{f} contrasting
{f} comparing

You're comparing apples and oranges! - Sen elmalarla portakalları karşılaştırıyorsun!

You're comparing apples with oranges. - Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.

{f} collated
{f} compared

Compared to New York, Tokyo is a much safer place. - New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.

Spring has come early this year compared with last year. - Geçen yılla karşılaştırıldığında, bahar bu yıl erken geldi.

(Bilgisayar) reconcile
karşılaştır
Favorites