He encountered unexpected obstacles.
 - O beklenmedik engellerle karşılaştı.
Never in his life had he encountered such a dilemma.
 - Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.
When your eyes encounter a beautiful woman, knock her out.
 - Gözlerin güzel bir kadınla karşılaştığında, onu çok şaşırt.
Never in his life had he encountered such a dilemma.
 - Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.
Your proposal will meet with significant resistance.
 - Öneriniz önemli dirençle karşılaşacaktır.
Didn't your mother teach you anything? When you meet with scary people always protect your wallet and your arsehole!
 - Annen sana bir şey öğretmedi mi? Korkunç biriyle karşılaştığında cüzdanını koru ve kıçını!
You're going to come up against fierce competition.
 - Sıkı bir rekabetle karşılaşacaksın.