karışmama

listen to the pronunciation of karışmama
Turkish - English
unmixing
karışmama siyaseti
laissez faire
karışmamak
alone
karış
butt in

The last thing I want to do is butt in. - Yapmak istediğim son şey karışmaktır.

karış
horn in
karış
{f} interfering
karış
interfere

Bob told Jane not to interfere in his personal affairs. - Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.

Don't interfere with my work. - Benim işime karışmayın.

karış
embroil

They did not wish to become embroiled in the dispute. - Onlar münakaşaya karışmak istemediler.

karış
meddle

He has no right to meddle in our family's problems. - Onun bizim ailenin sorunlarına karışma hakkı yoktur.

Tom always meddles in affairs that do not concern him. - Tom her zaman kendini ilgilendirmeyen işlere karışır.

karış
{f} meddling

I don't have any intention of meddling into your affairs. - Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.

I have no intention of meddling in your affairs. - İşlerine karışmaya niyetim yok.

karışmamak
(neg. form of karışmak ) not to interfere
karış
span

I often confuse Spanish vowels. - İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.

karış
span, hand span
karış
intermingle
karış
interlope
karışmamak
not to interfere
karışmamak
leave alone
karışmamak
have no concern with
İç işlerine karışmama ilkesi
(Hukuk) principle of non-intervention
Turkish - Turkish

Definition of karışmama in Turkish Turkish dictionary

Karışmamak
(Osmanlı Dönemi) MÜMAŞAT
karış
Baş parmak ve serçe parmağı uzaklığı
karış
Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ve serçe parmakların uçları arasındaki açıklık: "Yürüyüp geçeceğim, basacağım yerlerin her bir karış mübarek toprağı benim için mukaddesti."- H. R. Gürpınar
karış
Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, baş parmak ve serçe parmakların uçları arasındaki açıklık
karış
Beddua, lanet
karış
işkembe
karışmama
Favorites