These containers are pretty inexpensive.
 - Bu kaplar oldukça ucuzdur.
This container is completely watertight.
 - Bu kap tamamen su geçirmez.
Please, urinate in this vessel!
 - Lütfen bu kap içerisine işeyin.
There is a lid for every pot.
 - Her tencere için bir kapak var.
Is there any sugar in the pot?
 - Kapta hiç şeker var mı?
Hang your jacket on the hook by the door.
 - Ceketini kapının yanındaki askıya as.
Tom pulled his jacket hood over his head.
 - Tom ceket kapüşonunu kafasına çekti.
The captain of the ship decided to change course.
 - Geminin kaptanı rota değiştirmeye karar verdi.
Once the epiphyseal plates close, you can't grow any taller.
 - Büyüme kıkırdakları kapandığı an artık boyunuz uzayamaz.
Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.
 - Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
Put these dishes inside the drawer, please.
 - Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
Just after putting away the dishes, Joan heard the doorbell ring.
 - Tam bulaşıkları kaldırdıktan sonra, Joan kapı zilinin çaldığını duydu.
The dog snapped up the meat.
 - Köpek eti havada kaptı.
Mother closed her purse with a snap.
 - Annem çantasını çat diye kapattı.
Tom swiftly approached Mary and snatched her purse from her.
 - Tom hızla Mary'ye yaklaştı ve cüzdanını ondan kapkaç yaptı.
Tom snatched the doll away from Mary.
 - Tom Mary'den bebeği kaptı.
The hill used to be covered in snow.
 - Tepe karla kaplı olurdu.
The hill was all covered with snow.
 - Tepe tamamen karla kaplıydı.
Can you see that mountain with the snow-covered peak?
 - Tepesi karla kaplı olan şu dağı görebiliyor musun?
I can't open the door. Do you have the key?
 - Ben kapıyı açamıyorum. Anahtarın var mı?
In case of fire, I would grab my flute and escape.
 - Yangın durumunda flütümü kaparım ve kaçarım.
I locked the door, in case someone tried to get in.
 - Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.
Indeed, I keep the cupboard closed.
 - Aslında, dolabı kapalı tutarım.
Tom bought two chocolate cupcakes with vanilla icing and gave one of them to Mary.
 - Tom vanilya kremalı iki çikolatalı kap kek aldı ve onlardan birini Mary'ye verdi.