I don’t want to be taken in.
 - Kandırılmak istemiyorum.
You cannot be a blood donor.
 - Sen bir kan verici olamazsın.
There was blood all over the floor.
 - Döşemenin her tarafında kan vardı.
Sami fooled his family.
 - Sami ailesini kandırdı.
That poor family lives from hand to mouth every month.
 - O yoksul aile her ay kıt kanaat geçiniyor.
He's a man of flesh and blood.
 - O etten ve kandan oluşan bir adam.
He is a man of flesh and blood with all his flaws.
 - O tüm kusurları ile birlikte etten ve kandan oluşan bir adamdır.