kanama

listen to the pronunciation of kanama
Turkish - English
bleeding

My toe started bleeding. - Ayak parmağım kanamaya başladı.

Put pressure on the wound to stop the bleeding. - Kanamayı durdurmak için yara üstüne baskı uygula.

loss of blood
bleeding, hemorrhage
hemorrhage

My father died of a subarachnoid hemorrhage when I was fourteen. - Ben on dört yaşındayken babam subaraknoid kanama yüzünden öldü.

haemorrhage [Brit.]
haemorrhage
kanamak
{f} bleed
kana
{f} bleeding

My toe started bleeding. - Ayak parmağım kanamaya başladı.

Something has to be done to stop the bleeding. - Kanamayı durdurmak için bir şey yapılmalı

kana
{f} bled

Georgina bit her lips until they bled. - Georgina kanayıncaya kadar dudaklarını ısırdı.

I bit my tongue until it bled. - Kanayıncaya kadar dilimi ısırdım.

kana
bleed

There's been an accident. A man is hurt. He's bleeding badly. - Bir kaza oldu. Bir adam yaralandı. Aşırı kanaması var.

If we leave him, he'll bleed to death. - Onu bırakırsak, kanamadan ölür.

kana
load line (on the prow or stern of a ship)
kana
canna
kanamak
to bieed
English - English

Definition of kanama in English English dictionary

kana
plural form of kana
kana
A hiragana or katakana character
kana
The hiragana and katakana syllabaries. These are used to write Japanese words and particles using characters that represent syllables. Kana are derived from kanji
kana
A website which shares revenue with its contributors. From the Hawaiian ka`ana meaning "share"
Kana
{i} village in Lebanon (located southeast of Tyre, Lebanon)
kana
The name of a primarily syllabic script used by the Japanese writing system It comes in two forms, hiragana and katakana The former is used to write particles, grammatical affixes, and words that have no kanji form; the latter is used primarily to write foreign words
kana
The two alphabets used in Japanese, hiragana (qv) and katakana (qv)
kana
a written character; a common name for the three sorts of Japanese writing characters, hiragana, katakana and kanji
kana
{i} Japanese system of syllabic writing
Turkish - Turkish
Kanamak işi, nezif: "Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler."- R. N. Güntekin
Kanamak işi, nezif
hemoraji
nezif
KANA
(Osmanlı Dönemi) Süngüler
KANA
Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler
kana
Güzel çiçekli bir süs bitkisi
kana
Güzel, hoş, nefis
kana
Japon yazısının hece değerli göstergesi
kanamak
Vücudun herhangi bir yerinden kan akmak, kan gelmek, kan kaybetmek
kanamak
Manevi acılar yeniden etkisini duyurmak, depreşmek
kanamak
Yeniden etkisini duyurmak, depreşmek
English - Turkish

Definition of kanama in English Turkish dictionary

kanama durdurucu
(Tıp, İlaç) Haemostatic agent
kanama
Favorites