kalkınma

listen to the pronunciation of kalkınma
Turkish - English
(Hukuk) development

He is an expert in sustainable development. - O, sürdürülebilir kalkınma konusunda bir uzmandır.

The Millennium Development Goals were supposed to be achieved by 2015. - Bin yılın kalkınma hedeflerine 2015 yılına kadar ulaşılması gerekiyordu.

development, progress, improvement, recovery
reconstruction
recovery
kalkınma hizmeti
(Hukuk) service of development
kalkınma hızı
rate of growth, growth rate
kalkınma hızı
growth rate
kalkınma hızı
rate of economic development
kalkınma ile ilgili
developmental
kalkınma için bölgesel işbirliği
(Hukuk) regional cooperation for development (RCD)
kalkınma için kamu yardımı
(Hukuk) public aid for development
kalkınma merkezi
(Hukuk) development center
kalkınma oranı
(Hukuk) growth rate
kalkınma planı
development plan
kalkınmak
develop
adalet ve kalkınma partisi
(Politika, Siyaset) justice and development party
avrupa kalkınma fonu
(Politika, Siyaset) european development fund
kalkınmak
advance
milenyum kalkınma hedefleri
(Tıp) millennium development goals
toplumsal kalkınma
community development
ulusal kalkınma planı
national development plan
Milli Kalkınma Partisi
National Development Party. It was founded by Nuri Demirağ
bölgesel kalkınma fonu
Regional development fund
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü
economic development and cooperation organization
islam kalkınma teşkilatı
Organization of Islamic Developement
Adventist Kalkınma ve Yardım Kuruluşu
(Askeri) Adventist Development and Relief Agency
Afrika Kalkınma Bankası
(Hukuk) African Development Bank (AFDB)
Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu
(Hukuk) European Regional Development Fund (ERDF)
Avrupa Kalkınma Fonu
(Hukuk) European Development Fund (EDF)
Avrupa Kalkınma Fonu Komitesi
(Hukuk) European Development Fund Committee
Avrupa kalkınma kutbu
(Hukuk) European development pole
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası
(Hukuk) European Bank of Reconstruction and Development (EBRD)
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı
(Askeri) United Nations Conference on Trade and Development
BM kalkınma programı
(Askeri) United Nations development programme
Birleşik Devletler Ululararası Kalkınma Dairesi
(Askeri) United States Agency for International Development
Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü
(Hukuk) United Nations Industrial Development Organization (UNIDO)
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı
(Hukuk) United Nations Conference on Trade and Development (UNCTAD)
Ekonomi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
(Hukuk) Organisation for Economic Cooperation and Development (OECD)
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı
(Hukuk) Organisations for Economic Cooperation and Development (OECD)
Türk Kalkınma Bankası
(Hukuk) Turkish Development Bank
Uluslar Arası Hastalık Kodları; Uluslar Arası İşbirliği Ve Kalkınma Programı (US
(Askeri) International Code of Diseases; International Cooperation and Development Program (USDA)
Uluslar Arası Kalkınma İşbirliği Teşkilatı
(Askeri) International Development Cooperation Agency
Uluslar arası Bayındırlık ve Kalkınma Bankası
(Hukuk) International Bank for Reconstruction and Development (IBRD)
Uluslar arası Kalkınma Derneği
(Hukuk) International Development Association (IDA)
Uluslar arası Tarımsal Kalkınma Fonu
(Hukuk) International Fund for Agricultural Development
dengeli kalkınma
(Kanun) balanced growth
iktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Organization
for Economic Cooperation and Development . İ
kalkınmak
to make progress, develop, advance
kalkınmak
progress
kalkınmak
to progress, to develop, to advance
kırsal kalkınma politikaları
(Hukuk) rural development policies
Turkish - Turkish
İyileşme, şifa bulma
Kalkınmak işi: "Yeni kurulan, hızla gelişmiş, kalkınma atılımlarını gerçekleştirmiş bir ülke."- N. Cumalı. İyileşme, şifa bulma: "Görünen, bir daha kalkınması artık pek zor."- M. A. Ersoy
Kalkınmak işi
kalkınma hızı
Belirli iki tarih arasında ekonomide büyüme veya gelişme durumu
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü bazen de İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (İngilizce: Organisation for Economic Co-operation and Development -OECD), uluslararası bir ekonomi örgütüdür
BÖLGESEL KALKINMA
(Hukuk) Bir ülkenin coğrafi bölümleri arasındaki kalkınma eşitsizliğini gidermek amacıyla uygulanan kalkınma
kalkınmak
Durumunu düzeltmek, aşamalı bir biçimde gelişmek, ilerlemek
English - Turkish

Definition of kalkınma in English Turkish dictionary

Adalet ve Kalkınma Partisi
(Politika Siyaset) The Justice and Development Party

AKP.

kalkınma
Favorites