Turkish - English
Definition of kainat in Turkish English dictionary
- metagalaxy
- the cosmos, the universe
- universe
The universe is a large school.
-Kainat kocaman bir okul.
How was the universe created?
-Kâinat nasıl yaratıldı?
- macrocosm
- cosmos, universe " evren, acun; everybody" herkes
- cosmos
- the whole world, everybody
- nature
- nesnel kainat
- nonego
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kainat in Turkish Turkish dictionary
- Dünya
- Evren
Evren kocaman bir okul.
-Kainat kocaman bir okul.
- Evren: "Bizim için ölüm, yani kendi dünyamızın ölümü kâinatın en mühim hadisesidir."- A. Ş. Hisar
- (Osmanlı Dönemi) Allah'ın dışında var olan her şey, bütün varlıklar, dünya
- Dünya: "Seyrettiği kâinatın bir yabancısı olduğuna artık kanaat getirdi."- H. E. Adıvar
- Herkes
- Yaratılmış olan şeylerin tümü
- KÂİNAT
- (Osmanlı Dönemi) Var edilen şeylerin hepsi. Yaratılanlar. Mevcudat. Âlemler
Related Terms
kainat
Hyphenation
ka·i·natPronunciation
Resimler
History
Favorites