Turkish - English
Definition of kadınlar, kadınlar in Turkish English dictionary
- womankind, womenfolk
- women, womankind
- kadınlar
- ladies
He always has luck with the ladies.
-Kadınlarla şansı hep yaver gider.
He really was a ladies' man.
-O gerçekten kadınlarla iyi anlaşan bir erkekti.
- 8 mart dünya kadınlar günü
- international women's day is celebrated on March 8 every year
- bekar kadınlar
- single women
- evli kadınlar
- married women
- genç kadınlar
- young women
- hamile kadınlar
- pregnant women
- dul kadınlar
- widows
- kadınlar hapishanesi
- women prison
- besin endüstrisinde kadınlar
- women in the food industry
- dövülmüş kadınlar
- battered wives
- kadınlar
- the fair sex
- kadınlar
- womanhood
- kadınlar
- fair sex
- kadınlar
- womenfolk
- kadınlar
- womankind
- kadınlar
- the gentle sex
- kadınlar hamamı
- 1. women's section of a Turkish bath. 2. (Konuşma Dili) very noisy place
- kadınlar hamamına dönmek
- (for a place) to become very noisy
- kadınlar manastırı
- convent
- kadınlar toplantısı
- hen party
- kadınlar tuvaleti
- ladies' room
- porto riko’lu kadınlar
- puerto rican women
- televizyon ve kadınlar
- (Basın) television and women
- yaşlı kadınlar gibi
- old-womanish
- şüpheli kadınlar sınıfı
- demimonde
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kadınlar, kadınlar in Turkish Turkish dictionary
- kadınlar hamamı
- Herkesin aynı anda ve yüksek sesle konuşmasıyla çok gürültü edilen yerler için söylenir
- kadınlar hamamı
- Kadınlara ayrılan özel hamam
Related Terms
kadınlar, kadınlar
Hyphenation
ka·dın·lar, ka·dın·larResimler
History
Favorites