kabaklı

listen to the pronunciation of kabaklı
Turkish - English

Definition of kabaklı in Turkish English dictionary

kabak
zucchini

What did you have for dinner? Grilled shrimp and baked zucchini with garlic sauce over rice noodles. - Akşam yemeğinde ne yedin? Izgara karides ve pirinç erişte üzerinde sarımsak soslu fırında pişmiş kabak.

I'm sick and tired of eating zucchinis every day. - Ben her gün kabak yemekten gerçekten bıktım.

kabak
{i} pumpkin

Tom baked his wife a pumpkin pie. - Tom karısına bir kabak böreği pişirdi.

Tom doesn't know if Mary likes pumpkin pie or not. - Tom Mary'nin kabak böreğini sevip sevmediğini bilmiyor.

kabak
{i} squash

This squash smells like melon. - Bu kabak kavun gibi kokuyor.

Do you like squash soup? - Kabak çorbasını sever misin?

kabak
bald
kabak
marrow, vegetable marrow, marrow squash, squash, courgette, zucchini, gourd, pumpkin; bold, bare" " dazlak, tüysüz; (kavun, karpuz) unripe, tasteless
kabak
vegetable marrow
kabak
tasteless
kabak
marrow
kabak
bare
kabak
gourd

You don't get eggplants from a gourd vine. - Bir kabak asmasından patlıcan almazsın.

kabak
(Botanik, Bitkibilim) cucurbita
kabak
bold
kabak
front
kabak
ago
kabak
(Botanik, Bitkibilim) cucurbita pepo
kabak
boorish, awkward
kabak
squash; vegetable marrow, zucchini; pumpkin; gourd
kabak
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: kabakgiller) squash, pumpkin
kabak
unripe
kabak
hashish pipe
kabak
tasteless, unripe (watermelon)
kabak
courgette
kabak
pennyroyal
kabaklı
Favorites