kürklü

listen to the pronunciation of kürklü
Turkish - English
{s} furry

Furry rabbits are so cute. - Kürklü tavşanlar çok sevimliler.

wearing a fur coat
(someone) who is wearing a fur, befurred, furred
fur-trimmed, furred
fur-bearing
furred
budgy
kürk
{i} fur

The new fur coats were displayed in the window. - Yeni kürk mantolar vitrinde sergilendi.

The coat is lined with fur. - Bu ceket kürkle astarlanmıştır.

kürklü hayvan
fur
kürklü fok balığı
fur seal
kürklü manto
pelisse
kürk
furring
kürk
coat

The coat is lined with fur. - Bu ceket kürkle astarlanmıştır.

Her coat is fur on the inside. - Onun ceketinin içi kürktür.

kürk
pelt
içi kürklü manto
pelisse
kürk
made of fur
kürk
(a) fur, garment made of fur
kürk
pelage
kürk
fur coat

The new fur coats were displayed in the window. - Yeni kürk mantolar vitrinde sergilendi.

Tom bought Mary a fur coat. - Tom Mary'ye bir kürk manto aldı.

Turkish - Turkish
Postu kürk olarak kullanılan (hayvan)
Kürkle süslenmiş
Kürkle süslenmiş: "Hizmetçi kadın gri pardösüsünü, içleri kürklü eldivenlerini, şapkasını getirip verdi."- S. F. Abasıyanık
Kürkü olan, kürk giymiş
KÜRK
(Osmanlı Dönemi) Kızıl, kırmızı, ahmer
Kürk
(Osmanlı Dönemi) KUBB
kürk
Bu posttan yapılmış
kürk
Hayvan postundan yapılan giysi: "Ben yatağımın üstünde, kürkümün içinde soğuktan titreyerek oturuyorum."- H. E. Adıvar
kürk
Kimi hayvanların, giyecek yapmak için işlenmiş postu
kürk
Hayvan postundan giysi
kürk
Bazı hayvanların, giyecek yapmak için işlenmiş postu
kürk
Kürkten yapılmış