küret

listen to the pronunciation of küret
Turkish - English
curette
A spoon-shaped surgical instrument for cleaning a diseased surface
{i} surgical tool shaped like a spoon at one end and used to remove tissue from body cavities (also curet)
To scrape with a curette
A scoop or ring with either a blunt or a cutting edge, for removing substances from the walls of a cavity, as from the eye, ear, or womb
{f} scrape with a curette (surgical tool)
a surgical instrument shaped like a scoop to remove tissue from a bodily cavity
küre
sphere

The Earth is not a perfect sphere. - Dünya mükemmel bir küre değildir.

The earth is just a sphere suspended in space. - Dünya sadece uzayda asılı duran bir küredir.

küre
globe

Tom looked at the snow falling inside the snow globe. - Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı.

How do they make snow globes? - Kar kürelerini nasıl yapıyorlar?

küret ile kazımak
curette
küre
ball
küre
orb
Küre
(Tıp) sphero
küre
balloon
küre
globe, sphere, ball
küre
prov. smelting furnace, smelter
Turkish - Turkish

Definition of küret in Turkish Turkish dictionary

KÜRE
(Osmanlı Dönemi) Şeklin sathındaki bütün noktalar merkeze aynı uzaklıktadır. Dünya da yuvarlak olduğundan "Küre-i arz" denilmiştir. "Küre-i zemin" de denir
KÜRE
(Osmanlı Dönemi) (Kürre yanlıştır) Yuvarlak cisim
Küre
(Osmanlı Dönemi) KÛRE
küre
Madenci ocağı, maden fırını
küre
çamurdan yapılmış taşınabilir yemek ocağı
küre
Yeryüzü, dünya: "Ben de yıldızlar gibi, küre gibi, ben de yalnız ve herkese uzaktım."- Y. K. Karaosmanoğlu
küre
Tuğla pişirilen özel fırın
küre
Yeryüzü, dünya
küre
Maden fırını
küre
Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim
küre
Tuğla fırını
küre
(Osmanlı Dönemi) dünya