Turkish - English
Definition of kötüleş in Turkish English dictionary
- get worse
Make sure you go to a doctor if you get worse.
-Eğer kötüleşirseniz doktora gitmeyi unutmayın.
You had better go to bed right away, or your cold will get worse.
-Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir.
- deteriorate
Tom's and Mary's relationship continued to deteriorate.
-Tom'un ve Mary'nin ilişkisi kötüleşmeye devam etti.
The situation has really deteriorated.
-Durum gerçekten kötüleşti.