The boy stepped on my foot on purpose.
- Çocuk kasten ayağıma bastı.
You're doing it on purpose!
- Bunu kasten yapıyorsun!
Tom realized Mary was deliberately avoiding him.
- Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.
He deliberately broke the glass.
- O, camı kasten kırdı.
You are saying you intentionally hide your good looks?
- Güzel görünüşünü kasten gizlediğini söylüyorsun.
Tom didn't do that intentionally.
- Tom onu kasten yapmadı.
Tom and Mary nod at each other knowingly.
- Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.
She opened my messages and ignored them deliberately.
- O benim mesajlarımı açtı ve kasten onları görmezden geldi.
He deliberately broke the glass.
- O, camı kasten kırdı.
Tom and Mary nod at each other knowingly.
- Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.
You're doing it on purpose!
- Bunu kasten yapıyorsun!
Tom didn't do it on purpose.
- Tom bunu kasten yapmadı.