kâlp krizi

listen to the pronunciation of kâlp krizi
Turkish - English
heart attack

When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride. - O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

Tom nearly had a heart attack when he saw Mary standing on the edge of the roof. - Tom Mary'nin çatının kenarında durduğunu gördüğü zaman neredeyse kalp krizi geçirmişti.

heart attack

Tom has had a heart attack. - Tom bir kalp krizi geçirdi.

Tom had a heart attack. - Tom bir kalp krizi geçirdi.

coronary
cardiac arrest
cardiac attack
cardiac failure
kalp krizi geçirmek
Have a heart attack
kalp krizi geçirerek ölmek
(Tıp) die from heart attack
kalp krizi geçirerek ölmek
(Tıp) die of heart attack
Turkish - Turkish
Kalbin normal çalışmasını birdenbire engelleyen, önlem alınmazsa ölüme yol açan rahatsızlık, kalp aksesi
kalp aksesi
kâlp krizi
Favorites