Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
 - Let's complete this picture quickly.
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
 - Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
Tartışma hızla kontrolden çıktı.
 - The argument quickly got out of control.
O, hızla yaşlanıyordu.
 - She was aging quickly.
Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim.
 - I'll finish it as quickly as I can.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
 - Care aged him quickly.
Çin'in hızla geliştiğini anlamak için geldim ancak Çin halkı nispeten acelesiz bir hayat yaşıyor.
 - I have come to realize that China is developing quickly but the Chinese people live a relatively leisurely life.
Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.
 - At any rate, Ozawa hurriedly took off his raincoat and quickly put it on the naked girl's shoulders.
Ses çok hızlı şekilde hareket eder.
 - Sound travels very quickly.
Bu oldukça hızlı şekilde olacak.
 - It'll happen quite quickly.