Turkish - English
Definition of islaklik in Turkish English dictionary
- ıslaklık
- {i} wetness
- ıslaklık
- moisture
- ıslaklık
- dewiness
- ıslaklık
- wet
- ıslaklık
- sloppiness
- ıslaklık
- wetness; dampness
- ıslaklık
- moistness
- ıslaklık
- dankness
- ıslaklık
- sogginess
- ıslaklık
- damp
- ıslaklık
- wettedness
- ıslak
- wet
This kind of shoe is apt to slip on wet ground.
-Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.
Tom cleaned the top of the table with a wet rag.
-Tom, masanın üstünü ıslak bir bez ile temizledi.
- ıslak
- watery
- ıslak
- sloppy
- ıslak
- splashy
- ıslak
- soggy
- ıslak
- {s} liquid
- ıslak
- to wet
- ıslak
- {s} moist
- ıslak
- dank
- ıslak
- sticky
- ıslak
- slobbery
- ıslak
- (boya) tacky
- ıslak
- soppy
- ıslak
- damp
Don't put that damp towel into the bag.
-O ıslak havluyu çantaya koyma.
- ıslak
- watersoeked
- ıslak
- clammy
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of islaklik in Turkish Turkish dictionary
- ıslaklık
- Islak olma durumu
- Islak
- yapış yapış
- ıslak
- Suya batırılmış veya üzerine su dökülmüş olan
- ıslak
- Suya batırılmış veya üzerine su dökülmüş olan: "İkisi de gözlerinin ıslak, kalplerinin hüzünlü olduğunu anlamışlardı."- H. E. Adıvar
- ıslak
- Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış
- ıslak
- Herhangi bir nedenle yaşarmış, sulanmış: "Hastanın soğuk terle ıslak alnına avucunu koyarak durdu."- P. Safa
Related Terms
islaklik
Hyphenation
ıs·lak·lıkPronunciation
Resimler
History
Favorites