Onu kasten yapmayacağını biliyorum.
 - I know you'd never do that intentionally.
Tom onu kasten yapmadı.
 - Tom didn't do that intentionally.
Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.
 - This page has been intentionally left blank.
Güzelliğini bilerek mi gizlediğini söylemek istiyorsun?
 - Do you mean you hide your beauty intentionally?
Sen kasıtlı olarak yeniliyorsun.
 - You're intentionally throwing the game.
O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
 - He broke the window intentionally.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
 - I have no intention of meddling in your affairs.
Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
 - It is not my intent to hurt you in any way.
Onun maksatları belirsizdi.
 - His intentions were unclear.
Tom'un maksatları oldukça açıktı.
 - Tom's intentions were quite clear.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
 - Tom made this mistake intentionally.
Evet, bunu kasıtlı yaptım.
 - Yes, I did this intentionally.
Amaçlarını bilmem gerekiyor.
 - I need to know your intentions.
Onların amaçları açıktır.
 - Their intentions are obvious.
Para kazanmayla o kadar meşguldü ki başka bir şey düşünecek vakti yoktu
 - He was so intent on money-making that he had no time to think of anything else.
Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi.
 - The police were intent on stopping the criminal.
Tom yapmak istemediği bir şey yapmaya niyetli değildi.
 - Tom had no intention of doing anything he didn't want to do.
Tom dikkatle dinliyor.
 - Tom is listening intently.
Tom dikkatle Mary'ye baktı.
 - Tom stared at Mary intently.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
 - Tom made this mistake intentionally.
Onun kasıtlı olmadığına eminim.
 - I'm sure that wasn't intentional.