Sen benim için değerli bir varlıksın.
 - You're a valuable asset to me.
Leyla'nın mal varlıkları donduruldu.
 - Layla's assets were frozen.
Bir milyon doların üzerinde mal varlığı var.
 - He has over a million dollars in assets.
Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti.
 - Tom put all of his assets in a blind trust.