English - Turkish
Definition of incongruous, unsuitable; discordant; opposed, irreconcilable in English Turkish dictionary
- incompatible
- {s} bağdaşmayan
- incompatible
- {s} uyumsuz
- incompatible
- (Kanun) aykırı
- incompatible
- çelişken
- incompatible
- geçimsiz
- incompatible
- çelişkili
- incompatible
- (Kanun) uygun olmayan
- incompatible
- birbirine uymayan
- incompatible
- uyuşmaz
- incompatible
- birbirine zıt
- incompatible
- bağdaşmaz
- incompatible
- {s} farklı
- incompatible
- (Tıp) Birbiriyle uyuşmaz, birbiriyle bağdaşmaz, birbirine ters
- incompatible
- {s} uyuşmayan
Related Terms
English - English
Definition of incongruous, unsuitable; discordant; opposed, irreconcilable in English English dictionary
- {s} incompatible
incongruous, unsuitable; discordant; opposed, irreconcilable
Hyphenation
incongruous, unsuitable; discordant; opposed, ir·rec·on·cil·a·blePronunciation
Resimler
Favorites