English - Turkish
Definition of inclined; disposed; attached in English Turkish dictionary
- affected
- {s} etkilenmiş
O, ısıdan etkilenmişti.
-He was affected by the heat.
Tom da etkilenmiş olabilirdi.
-Tom could be affected, too.
- affected
- yakalanmış hastalık
- affected
- edalı
- affected
- duygulanmak
- affected
- sahte
- affected
- yapmacık
- affected
- poz yapan
- affected
- {s} sahte, yapmacık, yapmacıklı
- affected
- {s} (hastalıktan) zarar görmüş
- affected
- sahte tavır
- affected
- {s} etki altında kalmış
- affected
- {s} düşkün
- affected
- numarası yap/etkile
- affected
- {s} sarsılmış
- affected
- müteessir
- affected
- sahte tavırlı
- affected
- {s} üzülmüş
- affected
- {s} eğilimli
- affected
- (sıfat) etkilenmiş; sarsılmış, üzülmüş, etki altında kalmış; yakalanmış [tıp.]; yapmacık, numaracı, taklitçi, eğilimli, düşkün
- affected
- tesir altında kalmış
Related Terms
English - English
Definition of inclined; disposed; attached in English English dictionary
- affected
inclined; disposed; attached
Hyphenation
inclined; disposed; at·tachedPronunciation
Resimler
History
Favorites