English - Turkish
Definition of in the past in English Turkish dictionary
- evvelden
- maziye
- geçmişte
Geçmişte yaşamaya son vermelisin.
-You need to stop living in the past.
Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.
-In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon.
- bygone
- geçmiş şey
- bygone
- eski
Eski defterleri kapatmaya hazırım.
-I'm willing to let bygones be bygones.
- bygone
- geçmiş
Bırak geçmişte kalsın.
-Let's let bygones be bygones.
Kimse geçmiş dönemi geri getiremez.
-No one can bring back a bygone era.
- bygone
- modası geçmiş
- bygone
- Olan oldu
- bygone
- Geçmişi unutalım
- bygone
- geçmiş olan şey
- bygone
- {i} mazi
- bygone
- {s} geçmişte kalan
- bygone
- Geçmişe mazi derler
- bygone
- geçmişte olmuş
- bygone
- antika
- bygone
- {s} geçmiş, eski. i., çoğ. geçmiş şey
Related Terms
English - English
Definition of in the past in English English dictionary
- bygone
- in days gone by, in times gone by, once upon a time
in the past
Turkish pronunciation
în dhi pästPronunciation
/ən ᴛʜē ˈpast/ /ɪn ðiː ˈpæst/
Resimler
Videos
... want a future that's better than the past, ...
... the past should be carefully shared with other people with ...
History
Favorites