in a table, a vertical (up and down) collection of cells

listen to the pronunciation of in a table, a vertical (up and down) collection of cells
English - Turkish

Definition of in a table, a vertical (up and down) collection of cells in English Turkish dictionary

column
(Mühendislik) sütun

Makalenin üç sütunu vardı. - The article had three columns.

Rakamları bu sütuna ekleyin. - Add up this column of figures.

column
{i} kolon

Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır. - Columns provide a solid foundation.

column
{i} gazet. köşe yazısı, fıkra
column
(Tıp) Kolon, direk, columna
column
(Askeri) KOL: Kıta, gemi, tank veya araçların birbiri arkasına gelecek şekilde sıralanmalarıyla meydana gelen düzen
column
{i} direk
column
(İnşaat) sütün
column
(Bilgisayar) sütunu

Ben bu sütunu ilginç buldum. - I found this column interesting.

Sami, gazetedeki sütununu okuyan birinden bir e-posta aldı. - Sami got an e-mail from a person who read his column in the newspaper.

column
kuyruk
column
(insan/araç/hayvan/vb.) dizi
column
{i} ask. kol
column
{i} makale

Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım. - I'm always interested in reading his column.

Makalenin üç sütunu vardı. - The article had three columns.

column
sütun kolon
column
{i} mim. sütun; kolon
column
kuyruk/sütun
column
{i} basamak [mat.]
English - English
column
in a table, a vertical (up and down) collection of cells
Favorites