Tom aslında Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapar.
- Tom does basically the same thing as Mary does.
Aslında kendi başıma olmayı tercih ederim.
- I basically prefer being by myself.
Temelde ben dürüst bir insanım.
- Basically, I am a honest person.
O temelde onunla aynı görüşte olmayan birisini komünist olarak ilan eder.
- He basically declares anyone who doesn't agree with him a Communist.
Temel olarak gelme nedenim bu.
- That's basically why I came.
Temel olarak, aynı şeydir.
- Basically, it is the same thing.
They've added some fancy features, but it's basically still a car.