Could you sign here, please?
- lütfen burayı imzalar mısınız?
Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.
- Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır.
France had signed a secret treaty with Spain.
- Fransa İspanya ile gizli bir antlaşma imzaladı.
Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.
- Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır.
Please sign on the dotted line.
- Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
Hey, I didn't sign on for this.
- Hey, bunun için imzalamadım.
By signing the contract, I committed myself to working there for another five years.
- Sözleşmeyi imzalayarak, beş yıl daha kendimi orada çalışmaya adadım.
I'm not signing anything.
- Ben bir şey imzalamıyorum.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
Could you please autograph this book?
- Lütfen bu kitabı imzalar mısın?
After the concert, Tom signed autographs.
- Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.
He took out his pen to sign his check.
- Çekini imzalamak için bir kalem çıkardı.
He was forced to sign the document.
- Belgeyi imzalamak zorunda kaldı.