impose a tariff, impose a levy; burden, demand too much

listen to the pronunciation of impose a tariff, impose a levy; burden, demand too much
English - Turkish

Definition of impose a tariff, impose a levy; burden, demand too much in English Turkish dictionary

tax
{i} vergi

Hükümet çiftçilere yeni vergi koydu. - The government imposed a new tax on farmers.

Nereden iyi bir vergi avukatı bulabilirim? - Where can I get hold of a good tax lawyer?

tax
{f} vergi koymak
tax
yormak
tax
zorlamak
tax
{f} vergilendir

Vergilendirme ciddi bir konudur. - Taxation is a serious issue.

Bira malt içeriğine göre vergilendirilir, bu yüzden düşük maltlı bira daha ucuzdur. - Beer is taxed according to its malt content, so low-malt beer is cheaper.

tax
{i} vergi,vergi
tax
mahkeme masrafım tayin etmek
tax
{i} (tahsil edilen/koyulan) vergi
tax
{i} yük

Onlar vergi yükseltme planına karşılar. - They oppose the plan to raise taxes.

Ağır vergi yükü altındaydılar. - They were burdened with heavy taxes.

tax
{f} mahkeme masrafını belirlemek
tax
vergi yüklemek
tax
{i} külfet
tax
{f} vergilendirmek
tax
{i} (birinin takatını, sabrını v.b.'ni) zorlayan şey: This is a real tax on my patience. Sabrımı zorlayan
tax
{f} yük olmak
tax
(İnşaat) vergi, resim, harç
tax
{i} harç
tax
{f} suçlamak
English - English
{f} tax
impose a tariff, impose a levy; burden, demand too much
Favorites