Cumhuriyetçi Parti'de faaliyet gösterdi.
 - He became active in the Republican Party.
Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.
 - This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
O oldukça aktif bir kişidir.
 - He is rather an active person.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
 - I am sure you will take an active role in your new position.
Borsa çok hareketlidir.
 - The stock market is very active.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
 - Liisa is an active and energetic young woman.