Sami wanted stability.
- Sami istikrar istiyordu.
Stability has been elusive.
- İstikrar zor bulunur.
You've got to get a steady job.
- İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
Jack and Betty have been going steady for a month.
- Jack ve Betty bir aydır istikrarlı olarak gitmektedirler.
Bu mücadele kararlılıkla devam edecek.
- Bu mücadele istikrarla sürecek.
Kararlılıkla her şeyi başarırız.
- İstikrarla her şeye muvaffak oluruz.