Turkish - English
Definition of i̇nsaf in Turkish English dictionary
- insaf
- {i} fairness
- insaf
- Be fair!/Be reasonable!
- insaf
- have a heart
- insaf
- reason
- insaf
- mercy
The poor people were at the mercy of the cruel dictator.
-Yoksul insanlar zalim diktatörün insafındaydı.
- insaf
- justice, moderation, fairness, equity, mercy; Have a heart!, Be fair!
- insaf
- justice
- insaf
- reasonableness
- insaf
- equitableness
- el insaf
- have a heart
- insaf
- equity
- insaf
- moderation
- insaf etmek
- a) to take pity (on) b) to act with justice
- insaf etmek
- 1. to take pity (on). 2. to behave fairly (towards)
- İslam'ın şartı beş, altıncısı insaf demişler
- (Atasözü) Tempering justice with mercy is so important in Islam that it deserves to be made the sixth pillar of the Islamic faith
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of i̇nsaf in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Yaprak yaprak olma, lime lime olup dağılma
- nesafet
- (Osmanlı Dönemi) DÂD
- insaf
- Merhamet
- insaf
- Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adalet
- insaf
- "Acı, düşün" anlamında kullanılır
- insaf
- (Osmanlı Dönemi) merhamet ve adâlet dâiresinde hareket, hakîkatı kabul ve itiraf
- insaf
- Merhamete, vicdana veya mantığa dayanan adalet
- insaf etmek
- Acımak, hakkını tanımak