i̇hlas

listen to the pronunciation of i̇hlas
Turkish - Turkish
(Hukuk) Müşteriyi kandırma
(Osmanlı Dönemi) Sırf Allah emretmiş olduğu için ibadet etmek. Yapılan ibadet ve işlerde hiçbir karşılık ve menfaati, hakiki ve esas gaye etmeyerek yalnız ve yalnız Allah rızasını esas maksat ve gaye edinmek. İnsanlara riyakârlıktan, gösterişten uzak olmak.Bu dünyada, hususan uhrevî hizmetlerde, en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçi, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarik-i hakikat
(Osmanlı Dönemi) (Hulus. dan) Kalbini safi etmek. İçten, samimi, riyasız sevgi. İçten gelen sevgi ile doğruluk ve bağlılık
ihlas
Saf ibadet
ihlas
Temiz sevgi ve yürekten bağlılık
ihlas
Sincerity
ihlas
Kur'an surelerinden biri
ihlas
Temiz sevgi ve yürekten bağlılık. İbadetlerdeki içtenlik
ihlâs
(Osmanlı Dönemi) yapılan ibâdet ve işlerde hiç bir zaman karşılık ve menfaati hakîki ve esas gâye etmeyerek, yalnız ve yalnız Allah rızâsını esas maksat edinmek
ihlas 1
(Kuran) De ki O Allah bir tektir
ihlas 2
(Kuran) Allah her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır
ihlas 3
(Kuran) O doğurmamış ve doğmamıştır
ihlas 4
(Kuran) Hiç bir şey O'na denk değildir. *
İHLAS SURESİ
(Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim'de şirkin ve küfrün envâını reddedip, tevhidi ilân eden $ diye başlayan 112. Sure.Bu sureye: Esas, Tevhid, Tefrid, Tecrid, Necat, Velâyet, Marifet, Samed, Muavvize, Mazhar, Berâe, Nur, İman suresi de denilmektedir. Maâni, Müzekkire gibi isimleri de vardır. (E.T.)
Turkish - English

Definition of i̇hlas in Turkish English dictionary

ihlas
sincere
ihlas suresi
proclaiming the period of