i̇şlek

listen to the pronunciation of i̇şlek
Turkish - English

Definition of i̇şlek in Turkish English dictionary

işlek
busy

This city is not so busy as it used to be. - Bu şehir eskisi kadar işlek değil.

This seems to be a busy place. - Bu işlek bir yer gibi gözüküyor.

işlek
frequented
işlek
travelled [Brit.]
işlek
much frequented (shop)
işlek
gram. productive
işlek
flowing, cursive (handwriting)
işlek
much used
işlek
traveled
işlek
much used, busy (street)
işlek
in service
işlek
running
işlek
(Dilbilim) productive
işlek cadde
thoroughfare
en işlek saatler
peak time
işlek
path
işlek
practical
işlek
travelled
işlek yazı
clear, flowing handwriting
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) t. Çok işler, fazlaca işlenen
(Osmanlı Dönemi) Tecrübeli, idmanlı, alışık
işlek
Çok işleyen, canlı, hareketli
işlek
Çok işleyen, canlı, hareketli. Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı): "İşlek, açık bir yazı
işlek
Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı)
işlek
Bir kadın elinden çıkma."- T. Dursun K
işlek ek
Kelime türetmede sık kullanılan yapım eki