Turkish - English
Definition of iştah in Turkish English dictionary
- appetite
Save your appetite for the big dinner.
-İştahınızı büyük bir akşam yemeği için saklayın.
The sight of fresh lobster gave me an appetite.
-Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.
- desire
- belly
- stomach
- appetence
- lustiness
- relish
- inner man
- appetite, desire for food
- bodily want, desire, urge
- appetite, stomach; desire, urge
- appetency
- appetites
- lusty
- iştah açıcı
- appetizer
Hunger is the best appetizer.
-Açlık en iyi iştah açıcıdır.
- iştah açmak
- to whet the appetite, to whet sb's appetite
- iştah açmak
- whet the appetite
- iştah açmak
- to whet one's appetite
- iştah açıcı
- savory
- iştah açıcı
- piquant
- iştah açıcı
- savoury [Brit.]
- iştah açıcı içki
- aperitif
- iştah açıcı yiyecek
- appetizer
- iştah açıcılar
- appetizer
- iştah kapamak/kesmek
- to kill one's appetite
- iştah kapatan
- unappetizing
- iştah kaybı
- loss of appetite
- iştah kaçırıcı
- unappetizing
- doymak bilmez iştah
- craving
- doymak bilmez (iştah)
- keen
- doymak bilmez iştah
- wolfish appetite
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of iştah in Turkish Turkish dictionary
- Cinsel istek veya arzu
- Yemek yeme isteği
- İştah
- iştiha