içeriği

listen to the pronunciation of içeriği
Turkish - English
(Bilgisayar) context

If you don't understand something, it's because you aren't aware of its context. - Eğer bir şeyi anlamıyorsanız, onun içeriğinin farkında olmamanızdandır.

When you quote a stupid text, do not forget the context. - Aptalca bir metinden alıntı yaparken, içeriği unutma.

(Bilgisayar) contents

Tom examined the contents of the box. - Tom kutunun içeriğini inceledi.

Did you know that Google keeps a history of all your web searches and looks at the contents of your emails to provide you advertising? - Google'ın tüm web arama geçmişinizi tuttuğunu ve size reklam sunmak için e-postalarınızın içeriğine baktığını biliyor muydunuz?

(Askeri) sediment yield
(Bilgisayar) contains
(Bilgisayar) contents of
(Bilgisayar) included
içerik
{i} content

Those projects offer a lot of new and innovative content and ideas. - Bu projeler bir sürü yeni ve yenilikçi içerik ve fikirler sunuyor.

Nature is the only book that offers important content on every page. - Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.

içerik
(Hukuk) context

In order to fully understand how a word is used, it needs to be used in many different contexts. - Bir kelimenin nasıl kullanıldığını tam olarak anlamak için, onun birçok farklı içeriklerde kullanılması gerekir.

Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful. - Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

içerik
theme
içerik
ingredient
içerik
substance
içerik
contents

The label on the box doesn't match the contents. - Kutunun üzerindeki etiket, içerikle eşleşmiyor.

He emptied the box of its contents. - O onun içeriklerinin kutusunu boşalttı.

içerik
meaning
belge içeriği
(Bilgisayar) document contents
içerik
implicit
içerik
(Tıp) ingredients
içerik
(Bilgisayar) content should
içerik
(Ticaret) scope
içerik
(Bilgisayar) contains

This site contains content not suitable for persons under the age of 18. - Bu site 18 yaşın altındaki kişiler için uygun olmayan içerik içeriyor.

içerik
(Biyokimya) coverage
içerik
(Bilgisayar) deref
içerik
required
içerik
matter
web içeriği
(Bilgisayar) web content
içerik
guts
içerik
base
içerik
index
asit içeriği
acid content
azot içeriği
nitrogen content
etiket içeriği
(Bilgisayar) label contains
etkili su içeriği
(İnşaat) effective water content
gezi içeriği
(Turizm) travel content
harmonik içeriği
harmonic content
içerik
content; contents
içerik
log. implicit, implied
içerik
psych. content
içerik
content, contents
karakter içeriği
character repertoire
liste içeriği
(Bilgisayar) list contents
mektup içeriği
(Bilgisayar) letter content
nem içeriği
moisture content
nem çeken-yaş içeriği
(Gıda) hygroscopic moisture content
nem çeken-yaş içeriği
(Gıda) hygroscopic-moisture content
pano içeriği
(Bilgisayar) clipboard contents
stil içeriği
(Bilgisayar) style includes
su içeriği
water content
tuz içeriği
salt content
Turkish - Turkish

Definition of içeriği in Turkish Turkish dictionary

içerik
Bir anlatımda verilmek istenen öz
içerik
Herhangi bir ruhsal süreç veya düşünsel işlevi oluşturan ögelerin bütünü
içerik
Bir anlatımda verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve imgelerin bütünü
içerik
Bir cümle veya yargıda açıkça söylenmemekle birlikte var olduğu anlaşılabilen, zımni
içerik
Bir anlatımda verilmek istenen öz; düşünce, duygu ve imgelerin bütünü
içerik
Bir şeyin içinde bulunan ögelerin bütünü, muhteva
İçerik
zımni
İçerik
(Hukuk) MUHTEVA

Tabiat, her sayfasında mühim muhteva sunan yegâne kitaptır. - Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır.

English - Turkish

Definition of içeriği in English Turkish dictionary

içerik
content
içeriği
Favorites